New York'ta yaşayan Enrico Isamu Oyama, bu röportajı 2020 yılında ikinci çalışma alanı olarak kurduğu Tokyo'daki stüdyosu EIOS Tokyo'da gerçekleştirdi. 6 metrelik tavan yüksekliğine sahip mekan, sanatçının geçmiş eserlerinin izlerini taşıyan beyaz duvarlarla çevrili. Yukarıda üzerinde hâlâ çalıştığı tuvaller asılı; gerek duyduğu araçlar ise etrafında titizlikle düzenlenmiş. Aerosol yazımı araştırmacısı olarak da tanınan Oyama için burası adeta deneysel bir laboratuvar gibi.

―― Bize imza stiliniz Hızlı Dönüş Yapısı hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu buluşa ilham veren şey neydi?

Lise yıllarımda Tokyo'daki ilk sokak kültürü patlaması beni çok etkilemişti. Sınıf arkadaşlarımın çoğu kaykay ve break dans ile ilgileniyordu, bu da bende farklı bir şey yapma isteği uyandırdı. Uzun zamandır çizim yapmaya ilgi duyuyordum, böylece sokak sanatına yöneldim. Bu, etrafımdaki sokak sanatını fark etmemi sağladı. Aerosol yazı kültürü adları ve harfleri vurgularken, ben görsel öğelerden, özellikle çizgilerin dinamizminden ve üç boyutluluğundan etkilendim. Bu farkındalık beni metinden ziyade harekete odaklanmaya teşvik etti ve sonuç olarak Hızlı Dönüş Yapısı doğdu.

――Hızlı Dönüş Yapısı stilini hangi mekanizmalar yönlendirir? Bu yapıyı tanımlayan kuralları bizimle paylaşabilir misiniz?

Öncelikle bedensel hareketlerle başlanır, özellikle kolların salındığı eksen olarak omuz ve dirseklere odaklanılır. Bu, dışa doğru genişleyen formlar yaratır. Paralel çizgiler eklendiğinde üç boyutlu bir yapı ortaya çıkar. Bu katmanlar üst üste binerek ve birbirine bağlanarak akışkan, akıcı ve yapısal bir forma sahip bir çizgi oluşturur. Bu ikiliğin benim ifade biçimimin karakteristik özelliği olduğuna inanıyorum.

―― Bu dergi için yeni bir sanat eseri yarattınız. Siparişi aldığınız andan üretimin son aşamasına kadar olan düşünce sürecinizi bize anlatabilir misiniz?

Ürünün fiziksel formunun ötesine geçerek arkasında yatan temel felsefeyi vurgulamak istedim. CASIO'nun hesap makineleri üreterek başladığını ve en sonunda G-SHOCK'u geliştirdiğini göz önünde bulundurdum ve "dijital" kavramından yola çıkarak vizyonumu genişlettim. Ayrıca sokak kültüründeki ifade biçimlerinden ilham aldığım için sokak kültüründen gelen sporcularla ilgilendim. Bu da beni G-SHOCK tarafından desteklenen break dansçı Shigekix ile bir iş birliği önermeye teşvik etti.

――Eserin arkasında yatan konsept nedir?

Eserim bir dergi sayfasında yer alacağı için bu yapıdan yararlanmak istedim. Dijital temsil, ışığın titreşimini tetikleyen ikili kod (0'lar ve 1'ler) ile ifade edilir. Bu nedenle, yan yana hizalanmış ve titreşim etkisi yaratan iki görsel oluşturdum. Shigekix'ten iki fotoğraf için poz vermesini istedim. Bu fotoğraflarda; şapka, tişört, pantolon ve ayakkabıdan oluşan her bir parçanın hem siyah hem de beyaz renklerde yer aldığı ve Hızlı Dönüş Yapısı ile kesiştiği bir teknik kullanıldı. Sonuç olarak ortaya dijitalleşme, sokak kültürü, görsel ifade ve bedensel ifade kavramlarını bir araya getiren bir çalışma çıktı.

―― Set direktörü olarak Shigekix'in performansına dair izleniminiz neydi?

Mükemmel bir iş çıkardı. Bir sporcu olarak profesyonelliği gerçekten dikkate değerdi. Break dans genellikle müzik eşliğinde hareket etmeyi içerir ancak bu kez hareketsiz bir anı yakalamayı hedefledik. Her zamanki performansından farklı, onun imzası haline gelen "donma"nın güzelliğini vurgulayan heykelsi bir form sergilediğimizi düşünüyorum.

―― Çeşitli iş birliklerinde çalıştınız, bu deneyimlerden neler öğrendiniz veya kazandınız?

İş birlikleri benim için çok önemli. Hızlı Dönüş Yapısı temel olarak kendi kendine yeten bir yapıdır, yani tek başına bir ifade biçimi oluşturabilir. Yine de çeşitli dış koşullara uyum sağlaması gerekiyor. Bu, malzemelerin veya alt tabakaların fiziksel özellikleriyle olduğu kadar, diğer sanatçılar, küratörler veya işletmelerle kurulan iletişim ve yapılan beyin fırtınasıyla da ilişkili olabilir. Bu süreç, Hızlı Dönüş Yapısının gelişmesini sağlar. FFIGURATI #645 adlı sanat eserinin konsepti, benzersiz bir şekilde bu projenin iş birliği odaklı bağlamından ortaya çıktı. İlk olarak dergide yayınlanması için tasarlanan FFIGURATI #645, daha sonra titreşim kavramını daha da açık hale getiren ve Instagram gibi dijital platformlar için özel olarak hazırlanmış bir videoya dönüşen FFIGURATI #646'ya evrildi. Hızlı Dönüş Yapısının kapsadığı formların potansiyelini geliştirmenin bir yolu olarak iş birliklerimi sürdürüyorum ve bu sayede sanatsal ufkumu genişletiyorum.

01.
Oyama, FFIGURATI #645 için yapılan fotoğraf çekiminde arka plandan kompozisyona kadar tüm öğelerin yönetimine aktif olarak katıldı. Her şeyi titizlikle kontrol edip ayarlarken Shigekix ile fikir alışverişinde bulundu. "Donma" pozunun sanatsal konseptleriyle uyumlu olmasını sağladı ve tekrarlanabilirliğini göz önünde bulundurdu.

02.
Stüdyonun bir köşesinde çekim alanı kurulmuş. Duvarlarda doğrudan tuval üzerine çizilmiş Hızlı Dönüş Yapısı sergileniyor ve tuval kaldırıldığında geride izler kalıyor. Üst üste binen bu katmanlar duvarın kendisini bir sanat eserine dönüştürüyor.

――G-SHOCK sizin için ne gibi bir öneme sahip?

Saat, temel olarak zamanı ölçmeye yarayan bir araçtır. Bu bağlamda G-SHOCK, salt işlevselliğin ötesine geçiyor. Modern yaşam, zamanı ölçen araçlarla dolu ve G-SHOCK bir saatten çok daha fazlasını temsil ediyor. Moda ikonu statüsüne sahip olmanın yanı sıra çok boyutlu ve etki yaratan bir kimliği var.

――Stüdyodaki yaratıcı sürecinize hangi ilkeler rehberlik eder?

Burada çok fazla zaman geçirdiğim için rahat bir ortam olmasını istiyorum. İş akışımdaki stresi en aza indirmeye odaklanırım ve ortamın yaratıcı sürece uygun olmasını sağlarım. Bu stüdyo adeta bir uzvum gibi. Bir resim üzerinde çalışırken her eylem kompozisyonu değiştirir; sağ üste bir çizgi eklemek tuvaldeki dinamikleri büyük ölçüde değiştirebilir. Bir saniye önce mükemmel görünen bir ayrıntı, aniden huzursuzluk yaratabilir. Ben eklediğim öğeleri çıkarmıyorum; bunun yerine dengeyi bulmak için eklemeye devam ediyorum, bu da yoğun bir odaklanma gerektiriyor. Bu odaklanma anı, eserin beni en çok büyülediğini hissettiğim an oluyor.

Enrico Isamu Oyama

Enrico Isamu Oyama (d. 1983, İtalyan/Japon), 1970'ler ve 1980'lerde New York'ta ortaya çıkan modern sokak sanatının temel bir türü olan aerosol yazısının görsel dilini temel alan, spontane tekrarlardan ve serbest akan çizgilerin genişlemesinden oluşan Hızlı Dönüş Yapısı adlı siyah beyaz motifle çeşitli mecralarda görsel sanat eserleri üretiyor. Oyama, 2020 yılından bu yana New York ve Tokyo'da bulunan 2 stüdyosunda çalışmalarını sürdürüyor.

Sol
Zemin, beyaz bir örtüyle kaplanmış. Oyama, "Hem duvarlar hem de zemin kolayca kirleniyor," dese de izler bile sanat eserlerinin parçası gibi görünüyor. Tüm mekan, onun ilham veren ve yaratıcı bir enerjiyle dolu hareketlerini yansıtıyor.

Sağ
Stüdyodaki tüm ekipmanlar siyah renkte ve ihtiyaç duyulduğunda anında erişilebilecek şekilde düzenlenmiş. Her kalem ve cımbız türünden yaklaşık on tane bulunduran araç dolabı, röportajda bahsedilen rahat iş akışını sağlıyor.