Zamanın ötesinde bir dayanıklılık
G-SHOCK markasının amiral gemisi serisi MR-G, üst düzey dayanıklılık sunmaya odaklanan tasarım anlayışıyla saat dünyasında benzersiz ve sarsılmaz bir yer edindi.
Bu makale serisi, bu saatlerin güzel tasarımlarıyla Japonya'daki her dönem güzelliğini koruyan çarpıcı manzaralar ve tarihi mimari eserler arasında bağ kurar.
İlk olarak Yamagata'nın doğusundaki kayalardan oluşan ve büyük manevi önem taşıyan eserleri inceleyelim.
MRG-B2100B ve Yamadera bölgesindeki tarihi yerler arasındaki bağlantılar
Zamana Meydan Okuyan Sanatlar ve Geleneksel Biçimler
Shigeo Goto
Fiziksel ve kültürel manzaralar, insanların ve doğanın etkileriyle oluşur, zamanın durmak bilmeyen akışıyla da şekillenir ve güzelleşir.
Modern dünyadaki insanlar olarak, insan tarihine yalnızca kendi çabalarımızın ve yeteneklerimizin yön verdiğine inanıyoruz. Aslında bu manzaralar da tarihimizin gidişatını bir o kadar etkiliyor. Japonların yaşam ve düşünce biçimlerini, temel olarak doğal ve kültürel manzaralar belirliyor.
Japon edebiyat eleştirisi dünyasında öne çıkan aydınlardan biri olan Hideo Kobayashi şöyle diyor: "Gelenekler, şeyler ve biçimlerden oluşur."
Ancak bu iddiasında maalesef nesnel bir çelişki yatıyor. İnsan yaratıcılığının eseri olan şeyler ve biçimler, ancak bu eserlerin sahipleri dünyadan göç ettikten sonra çok uzun süre boyunca varlığını sürdürebilirse gelenek haline geliyor. Bu yalnızca Japonya'nın sanat ve zanaat gelenekleri için geçerli değil. Zamana meydan okuyan güzellik ve dayanıklılık, tüm güzel sanatların ve performans sanatlarının benimsediği temel bir yaklaşımdır.
Bu yaklaşım, G-SHOCK markasının zirvesinde yer alan MR-G saatlerde kullanılmak üzere Yamagata Casio'da geliştirilen en son teknolojilerin özünde de görülebilir. G-SHOCK'un "ana fabrikası", Yamagata'daki Gassan Dağı'nın, birçok kola ayrılan Mogami Nehri'nin ve diğer doğal güzelliklerin ortasında yer alıyor. Beklenmedik bir şekilde, bu topografinin fabrika üzerindeki hem fiziksel hem de kültürel etkileri derinden hissedilebiliyor. Tesisin çevresindeki manzarayla arasındaki bağ ise kendini bariz bir şekilde belli ediyor.
Saatler, zamanın gizemlerini çözmeye çalışan bir teknoloji biçimidir. G-SHOCK, 40 yıl önce piyasaya çıkmasından bu yana hiç değişmeyen, her zaman güce, dayanıklılığa ve düşme ile darbelere karşı koruma sunmaya odaklanan tasarım felsefesiyle zamana meydan okuyor. Zamanın ötesine geçen biçimleri iyileştirme arzusunu, zamanı takip etmek için icat edilen saat teknolojileriyle aynı bağlamda düşünmek gerçekten büyüleyici.

Tarumizu Harabeleri: Çarpıcı şekillerde taş yüzeylere sahip mağaraların Neojen dönemde oluşmuş volkanik tüf tabakasında bal peteği benzeri girintiler bulunur. Birçok kişi, yücelik hissi yayan bu alanın büyük bir manevi öneme sahip olduğunu düşünmektedir.
Yamagata Casio üretim tesisleriyle, tesislerin yakınlarındaki Yamadera ("Dağ Tapınağı" anlamına gelir) bölgesinde yer alan Tarumizu Harabeleri ve Risshaku-ji Tapınağı gibi çarpıcı güzellikteki yerlerin arasında güçlü bir bağ olduğunu düşünüyorum. Tapınak 9. yüzyılda, Hiei Dağı'ndaki Tendai okulunda bir keşiş olan Ennin (ölümünden sonra Jikaku Diashi olarak bilinir) tarafından kurulmuştur. Efsanelere göre, Ennin bölgeye ilk ziyaretinde Tarumizu mağaralarında konaklamış. Günümüzde bölgede hala güçlü bir manevi enerji hissedilmektedir.
Risshaku-ji Tapınağı'nın ("Dik Taş Tapınağı" anlamına gelir) geniş külliyesi, tapınağın adından da anlaşılabileceği üzere kayalık temellerin üzerine inşa edilmiştir. İmparator Seiwa'nın imparatorluk onayıyla Ennin tarafından kurulan bu ünlü tapınak, Tendai okulunun Hiei Dağı'ndaki baş tapınağı Enryaku-ji'den aktarılan gelenekleri hâlâ sürdürmektedir. Bu bağlamda Dharma'nın "ebedi alevi" korunmakta ve eğitim gören keşişler Lotus Sutra'nın özel el yazısını öğrenmektedir. Bu tapınak, zamanın ötesinde manevi bağlılığın mükemmel bir örneğidir.


Tarumizu Harabeleri: Devasa kayaların ve taştan yüzeylerin girift bir şekilde bir araya gelmesi, bölgeye kendine özgü mistik bir güzellik kazandırmaktadır.
Bu kutsal alanın etkileyici uzun ömrünü, taş öğelerin kapsamlı bir şekilde kullanılmasına (ör. taşa oyulmuş dua tabletleri, taştan pagodalar ve taştan torii kapıları) borçlu olduğunu söyleyebiliriz. Bu alan, antik çağlardan bu yana zanaatkarların nesilden nesle aktardığı olağanüstü taş işleme teknikleri sayesinde ortaya çıkmıştır. Daha doğrusu, doğal güçlerle bu güçleri iyi anlayan taş işçileri arasındaki bir iş birliğinden doğmuştur.
Volkanik tüflerden oluşan yekpare kaya yüzeylerde, uzun çağlar boyunca rüzgar ve suyun aşındırıp şekillendirmesiyle sayısız delik oluşmuştur. Zamanın hiç durmayan akışını gözler önüne seren bu manzaraların, dünyevi ölüm ve yeniden doğuş döngüsünün ötesinde bir durum olan nirvanayı hayal eden çileci keşişlere rehberlik ettiğine hiç şüphe yoktur. Tarumizu mağaralarını şekillendiren ve zamanın ötesine geçerek bunları günümüze getiren unsur, insanlar ve doğa arasındaki bağlardır.

Risshaku-ji Tapınağı: Tapınağın Nokyodo'su (eğitim gören keşişlerin elle yazdığı sutraların bulunduğu bir yapı), on binlerce ila milyonlarca yıl önce oluşan Hyakujo Iwa adlı dik bir uçurumun tepesinde yer almaktadır.
Binlerce yıllık bir geçmişe sahip bu alanla karşılaşınca hangi duygu hissedilir? Ziyaretçiler, insan ömründen çok daha uzun süredir var olan bu fiziksel biçimlerle ne tür bir diyaloga girebilir?
Zaman, gözle görülmeyebilir. Buna rağmen, insan hayatıyla bu kadar ayrılmaz bir şekilde iç içe geçmiş başka bir şey yoktur. İnsanlar olarak sonsuza dek yaşamıyoruz. Tam da bu nedenle zamanın ötesinde şeyler ve biçimler ortaya koymaya çalışıyoruz.
Buradaki temel unsur, sanat ve tekniğin birleşimi, yani zanaatkarlıktır. Çok özel bir MR-G saat olan MRG-B2100B modelini incelerken özellikle çerçevenin ve dış gövdenin tasarımı beni çok etkiledi. Yalnızca saati darbelere karşı korumak için özel olarak geliştirilen bu parçalar bile 27 bileşenden oluşuyor. Bu hassas tasarım bana önemli, bir anlamda karmik bağlantılar olduğu hissini veriyor.


Risshaku-ji Tapınağı: Devasa, belirgin şekilli taş çıkıntıları ve kaya yüzeylerinden oluşan ve uzun çağlar boyunca şekillenen dağın tamamı, derin manevi bağlılıkla ilişkilendirilen bir alandır.
Geleceği keşif sanatıyla ele alma
Çağdaş sanatçılara, mimarlara ve başkalarına tutarlı bir şekilde büyük bir ilham kaynağı olan kültürel antropolog Tim Ingold'un Making (Üretim) adlı eserinde ortaya koyduğu bakış açısı ve temel analiz aklıma geliyor.
Ona göre, bir kuramcı ile zanaatkarın geleceğe dair yaklaşımları farklıdır. Kuramcılar "düşünerek üretir" ancak zanaatkarlar geleceğe üretim süreçlerinin merceğinden bakar.
Ingold'un sözleriyle, "Zanaatkarın yolu . . . bilginin çevremizdeki varlıklar ve nesnelerle pratik ve gözlemsel etkileşimlerimiz temelinde birikmesine izin vermektir. Yani keşif sanatını uygulamaya koymaktır."
Öne sürdüğü keşif sanatına göre, üretim sürecine devam ederken yeniliklere açık olunmalıdır. Tarumizu mağaralarında zamanın hiç durmayan akışına karşı koyan bir dayanıklılık hissi hakim olduğu gibi, MRG-B2100B'nin tasarımında, fiziksel bileşenlerinde ve biçiminde de zamanın ötesinde bir güç ve güzellik hakim. Her ikisinde de Ingold'un tanımladığı "keşif sanatını" görebiliyoruz.
Antika kavramı yalnızca geçmiş için geçerli değildir. Daha ziyade, geleceğe yön veren şeyler ve biçimlerdir. Yamagata'nın doğal ve kültürel manzaralarından doğan Tarumizu Harabeleri, Risshaku-ji Tapınağı ve MRG-B2100B saat, bende bu düşünceleri uyandırıyor.
MRG-B2100B
Yenilikçi malzemeler ve zanaatkarların el işçiliği, geleneksel Japon estetiğine sofistike bir yorum getiren, çok bileşenli, etkileyici bir yapıda bir araya geliyor.
Shigeo Goto
Osaka'da doğdu. Editör ve yaratıcı direktör. Kyoto Sanat Üniversitesi'nde profesör. 1980'lerden bu yana, modern dönem öncesi sanat formlarından modern sanata kadar çok çeşitli alanlarda editör ve sanat yapımcısı olarak faaliyet göstermiştir ve çok sayıda heyecan verici, düşünmeyi teşvik eden projede yer almaktadır. Sanatsal yetenekleri keşfetme ve teşvik etme konusunda benzersiz bir beceriye sahiptir ve günümüzdeki en seçkin sanat eleştirmenlerinden biridir. Kayda değer yazılı eserleri arasında Dokutoju Rojin ("Seçkin Büyükler"; Chikuma Bunko), skmt (Ryuichi Sakamoto ile birlikte yazmıştır; Chikuma Bunko) ve Choshashinron ("Süper Fotoğrafçılık Teorisi"; Kishin Shinoyama ile birlikte yazmıştır; Shogakukan) yer alır. En son yayımlanan çalışması: Gendai Shashin To Ha Nan Daro? ("Çağdaş Fotoğrafçılık nedir?"; Chikuma Bunko).